Kadın ve erkek diye yapılan cinsiyet ayrımı bir çok alanda karşımıza çıkmaktadır.Bunları özetlemek gerekirse en net ve belirgin olanları şunlardır İş hayatında ayrımcılık: Kadın ne kadar çok çalışırsa çalışsın hep erkeğin arkasında kalıyor.Fakat erkeğe göre göstermiş olduğu özveri hep gözlerden kaçmaktadır. Bütün gün çalışmasına yorulmasına aldırmaksızın evinin kapısından girince eş ve anne modeline bürünen kadınlarımız birazcık takdiri hak etmiyorlar mı ? Sosyal hayatta ayrımcılık: Burada değinmek istediğim nokta her ortamda evlilik iş vs.. kadına yapılan cinsel ayrımcılığı kanıtlar şekilde. Kadın kısmı gezmez otur evinde kocanı bekle ama erkek iş çıkışı olsa bile biraz arkadaşlarıma takılıcam deme hakkına sahip. Düşününki bir çift boşanmış (KADIN) dul yakıştırmasıyla bir anda ilgi odağı haline geliyor.Erkekte ise aman elinin kiri kimbilir ne yaptında boşadın. oysa kadına bakılan gözler değişiyor.Bir çok erkek faydalanmak için fırsat kollar hale geliyor.
Eğitimde ayrımcılık:
Okumak isteyen bir çok kız çocuğu engelleniyor. Evlenip gideceksin okulla işin ne deniyor.Oysa erkek okusun diye çırpınıyor anne ve babası erkek ya nasıl olsa okumalı ev geçindirecek.Aile sahibi olacak oysa nasıl görmezden geliniyor.
Hayatın müşterek olduğu belki bir hastalık belki bir kaza sonrası evi geçindirmek sorumluluğu kadının üstüne kalabileceğini idrak edemiyor bir çok aile.Ayrıca kadının kendine güvenen ayakları üstünde duran bireyler olması için eğitim şart.
Birde çok komikçe bir yaklaşım var sanal ortamlarda bulunan kadın ve genç kızlarımıza yakıştırılanlar. Erkekler saatlerce internet başından kalkmasa söyleyecek hiç bir sözü olmayan toplum kadın olunca çok çirkin yakıştırmalarda bulunuyorlar.
Kadın haline bakmadan internet başında kesin kocasını aldatıcak. Genç kızsa ne işin var internette kocamı arıyorsun? vs... bir çok örneğini görebiliriz bu yakıştırmaların.
Anlatmak istediğim toplumumuzun her alanında her ne kadar kadın erkek eşittir diye ahkamlar kesilsede malesef bu tür cinsiyet ayrımlarını engelleyemiyoruz.
bu videoyu da sizinle paylaşmak istedim. Bilim dünyasında kadın erkek ayrımı.
çok güzel bir konuya el atmışssın canım. Bende beden gücü açısından bazı farklılıkları hakkında birşeyler söylemek istiyorum. Kadın ve erkeğin beden güçlerinin farklılığı, her işi birlikte görmelerini engeller. Bazı komünist ülkelerde, kadınların inşaatlarda küreklerle harç karıştırıp, kovalarla ustalara taşıdıklarını bile gördük. Bunun kadınlara yapılan bir zulüm olduğunu söylemeye bile gerek yok. Kapitalizmin de ilk dönemlerinde kadın-erkek güç farkını düşünmeden, elemanlarını aynı işlerde çalıştırıp, “gerekli randımanı veremedikleri için” kadınlara daha az ücret ödendiği bilinmektedir. Aslında kadınları ağır işlerde çalıştırıp daha az maddî ve sosyal hak vermek, sadece modern dönemin o iki sisteminde değil, bazı lokal kültürlerde hâlen geçerlidir. O uygulamanın çok eskilerdeki pagan dönemlere dayandığı yolunda arkeolojik bulgular da mevcuttur.
tuğbacım sen olumsuz yönlerini ele alırken duygu da olumlu bir açıdan ele almış bu konuyu. Tabiki güç yönünden hiçbir zaman eşit olamayız. Bende sizinle Paris Üniversitesinin ‘farklar psikolojisi’ üzerine çalışmalarıyla tanınan öğretim üyelerinden Prof. Dr. René Zazzo'nun bu konudaki araştırmalarını paylaşmak istedim. Hem kendisinin hem de meslektaşlarının çalışmalarında varılan sonuçları anlatırken, kadın erkek-cinsiyetleri arasında sadece fizikî değil, ruhî açıdan da büyük farklılıklar olduğunu , Çok küçük yaşlarda görülen o farklılıkların, ileri yaşlara doğru daha da belirginleştiğini söyleyen Zazzo, başlıca şu farkları saymaktadır: A- Dört yaşındaki çocuklara “Bebek olmak ister misin?” diye sorulmuş, alınan “Evet” cevaplarının %30’u erkek, %45’i kızlardan olmuş. B- Dört-dokuz yaş grubundakilere, “Hayvan olsaydın, ne olmak isterdin?” diye sorulduğunda, erkekler aslan, fil, at, kaplan, kurt olmayı tercih etmiş; kızlar ise yırtıcı hayvanlara hiç rağbet etmeyip geyik, keçi, fare, en çok da yumuşaklığı ve okşamayla ilgisinden dolayı kedi olmak istemişler. C- Kızlar, çevreden daha fazla etkilenmekte fakat erkek akranlarının, kayıtsız ve hatta küçümseyici tavırlarına hayranlık duymaktalar. (Zazzo, bu özelliği söylediğinde, Fransız Filozof Julien Benda’nın (1867-1956), “Erkek, kendini kadına nispet etmeden düşünür; kadın ise, kendini erkeğe nispet etmeden düşünemez.” tespitini aktarmaktadır.) D- Her iki taraf da arkadaşlarını kendi cinslerinden seçmekteler. E- Erkekler, kızlara kıyasla on misline kadar çıkan bir hareketliliğe sahipler. F- Erkekler, kızlara kıyasla yalnızlığa daha fazla meyyaller. Yalnız kaldıklarında faaliyetsiz olmaz, inşa etmekle meşgul olurlar. O faaliyet, kızlarda nadiren görülür. G- İmla düzgünlüğü, konuşma kabiliyeti ve işbirliği zihniyeti, kızlarda erkeklerdekinin yirmi katına varacak kadar yüksek çıkmaktadır. Aslında bu tespitlerin çoğunu, hepimiz gözlemlediğimiz için bilmekteyiz. Buna rağmen toplumda, her konuda “bilim adamı” onayı beklentisi şeklinde bir alışkanlık oluşturulduğu için özellikle bilimsel çalışmalardan aktardık. Zazzo,“Kimse benden fizikî ve ruhî farklılıkları hiçe sayan türden bir eşitçilik beklemesin. O görüşlerin hepsi, havaî bir prensipten olup çözümsüzlükten başka bir şey üretemez.” şeklinde özetleyebileceğimiz ikazını da yapmaktadır
Ne yazık ki bu ayrımcılığın önüne geçemiyoruz arkadaşlar.Kadınların yüzde 6'sının tam zamanlı bir işe girmesi durumunda ülkemizde yoksulluk oranının yüzde 15 kadar azalacağı hesaplanmaktadır. Ayrıca ülkemizin 2023'te dünyanın ilk 10 ekonomisi içerisine girebilmesi için de kadın istihdamının artırılması zorunlu olmaktadır. Dünyayı saran ekonomik ve sosyal gelişmeler geleneksel kadın ve erkek ayrımının yeniden gözden geçirilmesini gerektirmektedir. Bu veriler ülkemizde kadınların her düzeyde işgücüne katılımının zamanla artacağını göstermektedir. Bende kadınlara verilmesi gereken önemden bahsetmek istedim.
çok güzel bir konuya el atmışssın canım. Bende beden gücü açısından bazı farklılıkları hakkında birşeyler söylemek istiyorum.
YanıtlaSilKadın ve erkeğin beden güçlerinin farklılığı, her işi birlikte görmelerini engeller.
Bazı komünist ülkelerde, kadınların inşaatlarda küreklerle harç karıştırıp, kovalarla ustalara taşıdıklarını bile gördük. Bunun kadınlara yapılan bir zulüm olduğunu söylemeye bile gerek yok.
Kapitalizmin de ilk dönemlerinde kadın-erkek güç farkını düşünmeden, elemanlarını aynı işlerde çalıştırıp, “gerekli randımanı veremedikleri için” kadınlara daha az ücret ödendiği bilinmektedir.
Aslında kadınları ağır işlerde çalıştırıp daha az maddî ve sosyal hak vermek, sadece modern dönemin o iki sisteminde değil, bazı lokal kültürlerde hâlen geçerlidir. O uygulamanın çok eskilerdeki pagan dönemlere dayandığı yolunda arkeolojik bulgular da mevcuttur.
tuğbacım sen olumsuz yönlerini ele alırken duygu da olumlu bir açıdan ele almış bu konuyu. Tabiki güç yönünden hiçbir zaman eşit olamayız. Bende sizinle Paris Üniversitesinin ‘farklar psikolojisi’ üzerine çalışmalarıyla tanınan öğretim üyelerinden Prof. Dr. René Zazzo'nun bu konudaki araştırmalarını paylaşmak istedim. Hem kendisinin hem de meslektaşlarının çalışmalarında varılan sonuçları anlatırken, kadın erkek-cinsiyetleri arasında sadece fizikî değil, ruhî açıdan da büyük farklılıklar olduğunu , Çok küçük yaşlarda görülen o farklılıkların, ileri yaşlara doğru daha da belirginleştiğini söyleyen Zazzo, başlıca şu farkları saymaktadır:
YanıtlaSilA- Dört yaşındaki çocuklara “Bebek olmak ister misin?” diye sorulmuş, alınan “Evet” cevaplarının %30’u erkek, %45’i kızlardan olmuş.
B- Dört-dokuz yaş grubundakilere, “Hayvan olsaydın, ne olmak isterdin?” diye sorulduğunda, erkekler aslan, fil, at, kaplan, kurt olmayı tercih etmiş; kızlar ise yırtıcı hayvanlara hiç rağbet etmeyip geyik, keçi, fare, en çok da yumuşaklığı ve okşamayla ilgisinden dolayı kedi olmak istemişler.
C- Kızlar, çevreden daha fazla etkilenmekte fakat erkek akranlarının, kayıtsız ve hatta küçümseyici tavırlarına hayranlık duymaktalar. (Zazzo, bu özelliği söylediğinde, Fransız Filozof Julien Benda’nın (1867-1956), “Erkek, kendini kadına nispet etmeden düşünür; kadın ise, kendini erkeğe nispet etmeden düşünemez.” tespitini aktarmaktadır.)
D- Her iki taraf da arkadaşlarını kendi cinslerinden seçmekteler.
E- Erkekler, kızlara kıyasla on misline kadar çıkan bir hareketliliğe sahipler.
F- Erkekler, kızlara kıyasla yalnızlığa daha fazla meyyaller. Yalnız kaldıklarında faaliyetsiz olmaz, inşa etmekle meşgul olurlar. O faaliyet, kızlarda nadiren görülür.
G- İmla düzgünlüğü, konuşma kabiliyeti ve işbirliği zihniyeti, kızlarda erkeklerdekinin yirmi katına varacak kadar yüksek çıkmaktadır.
Aslında bu tespitlerin çoğunu, hepimiz gözlemlediğimiz için bilmekteyiz. Buna rağmen toplumda, her konuda “bilim adamı” onayı beklentisi şeklinde bir alışkanlık oluşturulduğu için özellikle bilimsel çalışmalardan aktardık. Zazzo,“Kimse benden fizikî ve ruhî farklılıkları hiçe sayan türden bir eşitçilik beklemesin. O görüşlerin hepsi, havaî bir prensipten olup çözümsüzlükten başka bir şey üretemez.” şeklinde özetleyebileceğimiz ikazını da yapmaktadır
Ne yazık ki bu ayrımcılığın önüne geçemiyoruz arkadaşlar.Kadınların yüzde 6'sının tam zamanlı bir işe girmesi durumunda ülkemizde yoksulluk oranının yüzde 15 kadar azalacağı hesaplanmaktadır. Ayrıca ülkemizin 2023'te dünyanın ilk 10 ekonomisi içerisine girebilmesi için de kadın istihdamının artırılması zorunlu olmaktadır. Dünyayı saran ekonomik ve sosyal gelişmeler geleneksel kadın ve erkek ayrımının yeniden gözden geçirilmesini gerektirmektedir. Bu veriler ülkemizde kadınların her düzeyde işgücüne katılımının zamanla artacağını göstermektedir. Bende kadınlara verilmesi gereken önemden bahsetmek istedim.
YanıtlaSil